Konu: Türk Ressamları - Şeker Ahmet Paşa - Osman Hamdi
Şeker Ahmet Paşa ( İstanbul 1841-1907 ): Türk tarihinde, kendi adına resim sergisi açmış olan ilk ressam olan Şeker Ahmet Paşa, natürmort ve manzara resimleri ile ünlüdür.
1841 yılında,
Üsküdar‘da doğan Şeker Ahmet Paşa’nın gerçek adı
Ahmet Ali‘dir. Çocukluk hayatını
İstanbul‘da geçiren Ahmet Paşa,
1885yılında tıp eğitimi görmek için başladığı
Tıbbiye Mektebi‘ndeki tahsilini yarıda bırakarak
Harbiye Mektebi‘ne geçti. Tıbbiye yıllarında başladığı ve Harbiye’de de devam ettirdiği resim hayatı,
Sultan Abdülaziz‘in dikkatini çekmesini sağladı.
1863 yılında, bizzat sultan tarafından
Paris‘e, resim eğitimi almaya gönderildi. Paris’te,
Boulanger ve
Gerome atölyelerinde çalıştığı zaman diliminde,
Corot,
Coubert ve
Daubigny gibi ünlü ressamlardan etkilenen Ahmet Paşa,
1869 yılında, Paris’te açtığı ve yağlıboya çalışmalarının yanı sıra Abdülaziz’in karakalem bir portresini de içeren sergi ile birlikte mezun oldu.
Fransız-Alman harbinin başlaması ile birlikte
Fransa‘da kalmak için sebebi kalmayan Ahmet Paşa,
1871 yılında
Osmanlı‘ya geri döndü.
İstanbul‘da,
Tıbbiye Mektebi‘nde resim öğretmenliği görevine atandığı bu yıllarda, karakteristik özelliklerinden dolayı “
Şeker” lakabı aldı.
27 Nisan 1873 yılında, resim öğretmeni olarak çalıştığı
Bayazıt Zeyrek Kaptan-ı İbrahim Paşa Mektebi‘ndeki öğrencileri ve çalışma arkadaşları ile birlikte Osmanlı’daki ilk resim sergisini açtı. O döneme kadar Osmanlı’da dinsel motiflerden öteye gitmemiş olan resim sanatının ilk Batı’laşma örneklerinden birisi olan bu sergi ile birlikte modern resim sanatı ve akımları da Osmanlı’da başlamış oldu. Padişahın da taktirini kazanmış olan Ahmet Paşa, ilk olarak padişah yaverliği görevine getirildi, bunu sırasıyla
1884’te Mirliva (Tuğgeneral),
1890’da da Ferik (Tümgeneral) rütbeleri izledi. Şeker Ahmet Paşa,
5 Mayıs 1907 yılında, İstanbul’da kalp krizi geçirerek hayata gözlerini yumdu. Cenazesi,
Sokullu Mehmet Paşa Türbesi‘ne defnedildi. Şeker Ahmet Paşa, resimlerinde doğa manzaraları, hayvan portreleri gibi konuları işlemiş, insan figürlerinden ise uzakta durmuştur. Asıl ustalığını gerçekleştirdiği alan olarak ise natürmort gösterilmektedir. Resimlerinin önemli bir bölümü
İstanbul ve
Ankara Resim Heykel Müzeleri ile,
Sakıp Sabancı Müzesi ve bazı özel koleksiyonlarda bulunmaktadır.
Önemli eserleri; Geyikli Peysaj, Bursa’da Bir Orman, Karpuzlu Natürmort, Kendi Portresi, Talim Yapan Erler.
Osman Hamdi ( İstanbul, 1842-1910 ): Osman Hamdi Bey, batı terbiyesiyle yetişmiş ancak içinde bulunduğu kültürden uzaklaşmadan bunu yansıtabilmiş döneminin en önemli ressamlarından biridir. Sanat alanında tanınmasının yanında, arkeoloji alanında da birçok çalışmaya katılmış hatta Türkiye sınırları içindeki “
İlk Türk Müzesi“nin kurucusu olmuştur.
Babası
İbrahim Edhem Bey,
Osmanlı Devleti‘nde eğitim için Avrupa’ya gönderilen ilk dört gençten biriydi.
2. Mahmudzamanında
Sakız Adası‘nda çıkan bir isyanda esir alınarak İstanbul’a getirilen babası,
Kaptan-ı Derya Hüsrev Paşa‘ya köle olarak satılmıştı.
1829 yılında Sultan’nın izni ile Avrupa’ya eğitime gönderildi. Türkiye’ye döndükten sonra
1877 yılında Sadrazamlığa yükseldi.
Osman Hamdi Bey, eğitimli bir ailenin çocuğu olarak
1842 yılında
İstanbul‘da doğdu. İlkokul eğitimini Beşiktaş’da bir okulda alan Osman Hamdi,
1856‘da
Mekteb-i Maarif-i Adliye‘ye devam etti.
1857 yılında 15 yaşında iken hukuk eğitimi alması için babası tarafından
Paris‘e gönderildi ve burada 12 yıl kaldı. Paris’de iken aralarında ünlü ressam
Jean-Leon Gerome‘un da bulunduğu atölyelerde çalışma fırsatı buldu. 22 yaşındayken Paris’te tanıştığı
Marie adlı bir kızla evlendi ve 10 sene evli kaldılar. Bu evlilikten iki tane kızları olmuştu.
1869 yılında İstanbul’a döndüğünde
Bağdat İli Yabancı İşler Müdürlüğü‘ne getirildi. Ardından
1871 de
Saray Protokol Müdür Yardımcılığı‘na atandı.
1873‘de
Viyana’da Uluslararası Sergi Komiserliği görevi sırasında ikinci eşi ile evliliğini yaptı.
11 Eylül1881 tarihinde
Müze-i Humayun‘da müdürlük görevine atandı. Burada birçok reformlar yaparak batılı anlamda müzeciliği Osmanlıya getirdi.
1883 yılında kuruculuğunu üstlendiği
Sanayi-i Nefise Mekteb-i Aliye‘nin müdürlüğünü yaptı. Yaptığı arkeolojik kazılar ve ülkenin topraklarına ait kültürel değerleri sahiplenme bilinciyle çıkarttığı
Asar-ı Atîka Nizamnamesi ile Türk Tarih ve Arkeoloji’sine büyük katkılarda bulundu. yaptığı kazılar arasında
Lagita Tapınağı ve
İskender Lahitide bulunmaktadır. Bu büyük eserlerin sergilenmesi için
1891 yılında
“ilk türk müze binası” olan
İstanbul Arkeoloji Müzesi‘ni açtı. Babasının
Dahiliye Nazırı olmasından faydalanarak vilayetlere gönderilen genelgeler ile, Anadolu’nun her yerinden eserler istanbul’daki müzeye gönderildi.
Müzeciliğinin yanında ressam olarak da önemli eserler verdi. Resimlerinde Paris’de bulunduğu dönem eğitim aldığı
Geromeve
Boulanger‘in etkileri görülmektedir. Türk resminde ilk kez figürlü kompozisyonu kullanan ressamdı. Eserlerinde ayrıca oryantalizm etkileri de görülmetedir. Kadın temasını sıklıkla tekrar etmiştir. En ünlü yapıtları ise
Kaplumbağa Terbiyecisi (
1906) ve
Silah Taciri (
1908)’dir. “Kaplumbağa Terbiyecisi” adlı resminde
Lale Devri‘ne ve Sadabat Eğlencelerine dair ipuçları bulunmaktadır. Resimde ayrıca tek ışık kaynağından gelen ışığın ana öğeler üzerinde yoğunlaşması sonucu gereksiz detaylardan arındırıldığı anlaşılmaktadır. Bir diğer önemli resmin olan “Silah Taciri”nde ise kendisini ve oğlunu resmettiği düşünülmektedir. Resimdeki diğer ana öğeler ise tüfekler, kılıçlar ve başlıklardır.Osman Hamdi Bey’in resimleri bir anlamda batının oryantalizmine bir bakış açısıdır. Batılı uslubu kullanırken, konu olarak kendi kültürünü seçmiştir.
1884 yılında
Gebze,
Eskihisar Köyü‘ndeki köşke karısı Naibe Hanım, oğlu ve kızını da alarak yerleşti. Aile yakınları başta olmak üzere birçok insanın da portre çalışmalarını bu dönemde yaptı. Bugün bu köşk “
Osman Hamdi Bey Müzesi” olarak hizmet vermektedir.
24 Şubat1910‘da
İstanbul,
Kuruçeşme‘de vefat eden Osman Hamdi Bey’in mezarı
Çinili Köşk’de bulunmaktadır.
Önemli Eserleri: Kahve Ocağı (1879), Haremden (1880), İki Müzisyen Kız (1880), Kuran okuyan Kız (1880), Çarşaflanan Kadınlar (1880), Vazo Yerleştiren Kız (1881), Gebze’den Manzara (1881), Çekik Gözlü Kız-Tevfika (1882) Türbe Ziyaretinde İki Genç Kız I
Türbe Ziyaretinde İki Genç Kız II (1890), Feraceli Kadınlar (1904), Pembe Başlıklı Kız (1904), Kaplumbağa Terbiyecisi (1906). Mimozalı Kadın (1906), Şehzade Türbesinde Derviş (1908), Silah Taciri (1908), Beyaz Entarili Kız (1908),Sarı Kurdeleli Kız (1909)
Pulda İşlenen Konu: Şeker Ahmet Paşa’nın ( Orman ) ve Osman Hamdi’nin ( Gebze ) tabloları.
Konu ile ilgili pulları görmek isterseniz Tıklayınız ( Güzel Sanatlar ).