Pulhane Ltd.Şti.
Pulun Osmanlıda Doğduğu 19. Yüzyıl ortalarında Üsküdar'dan İstanbul
Sitemde Google
Hayvanlar
Hayvanlar

2002.07 - Yırtıcı Hayvanlar - Kediler ( Dünya Çevre Günü )
ANADOLU PARSI ( Panthera pardus tulliana ): Çok güçlü, çevik, cesur ve yırtıcı bir hayvandır. Çok açık sarı olan postu, karnının alt bölgesinde hemen hemen beyazdır. Bütün gövdesi siyaha yakın esmer beneklerle kaplıdır. Uzunluğu 1-1,5 metreye, kuyruğu 80-120 cm ye ulaşabilir. Büyük ve derin vadilerin olduğu ormanlar ile çalılık ve maki kaplı sarp dağlarda görülür. Kaya kovuklarında barınır. Geyik, alageyik, yabankeçisi, yabandomuzu, küçük memeliler ve kuşlar temel besinidir. Yaklaşık 20 yıl yaşar.
KARAKULAK ( Caracal caracal ): Kulaklarının ucunda püskül biçiminde tüylü demetleri bulunan yırtıcı bir hayvandır. Uzunluğu yaklaşık 80 cm, kuyruğu 25 cm’ dir. Seyrek ormanlar, bozkırlar ve makilerde görülür. Kaya kovuklarında ve inlerde barınır. Tavşan, fare, küçük kemiriciler ve kuşlarla beslenen Karakulak yaklaşık 16 yıl yaşar. Türkiye’nin Güneyinde ve Batısında çeşitli kesimlerde yayılış gösterir. Sayıları hızla azalmaktadır.
KAPLAN ( Panthera tigris ): Çok geniş alanlara yayılmış iri bir yırtıcıdır. Postu turuncu kızıl renkte kendine özgü siyah çizgilerle kaplıdır. Çok güçlü bir hayvan olan Kaplanın uzunluğu burnunun ucundan kuyruğuna kadar 3 metreye ulaşabilir. Akarsu sistemi bulunduran ya da bataklık sınırındaki ormanlarla, maki tipi çalılık alanlarda görülür. Geyik gibi çift tırnaklılarla ve küçük memelilerle beslenir. Yaklaşık 15 yıl yaşar. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Irak sınırına yakın olan yerlerde yayılış gösterir.
VAŞAK ( Lynx lynx ): Kolay koşup tırmanabilen kuvvetli ve iri bir hayvandır. Uzunluğu yaklaşık 125 cm, kuyruğu 20 cm kadardır. Kulaklarının ucunda sert kıllardan oluşan sivri bir demet bulunur. Kuzey yarım kürede ormanlık ve dağlık bölgelerde yaşar. Ağaç kovuklarında, inlerde ve sık çalılıklarda barınır. Karaca, çengel boynuzlu, dağ keçisi, tavşan, tilki, sincapla beslenir. Vaşak yaklaşık 12 yıl yaşar. Özellikle batı ve doğu Karadeniz’de, batı ve güney Anadolu’da yayılış gösterir. Sayıları hızla azalmaktadır.

2003.04 - Cift Tırnaklılar - Geyikgiller ( Dünya Çevre Günü )
CEYLAN ( Gazella subgutturosa ): Uzunluğu 90-110 cm’ye. kuyruğu 24 cm’ye ulaşabilir. Az engebeli bozkırları, kumlu tepecikli ve seyrek ağaçlı yerleri sever. Otlar, yüzeysel kökler ve yumrularla beslenir. 16 yıl yaşar. Bir zamanlar bütün güneydoğu Anadolu bozkırlarında yaşayan ceylanlar, bugün tamamen yok olmak üzeredir.
ULU GEYİK ( Cervus elaphus ): Uzunluğu 1.7-2.6 m, kuyruğu 15 cm’dir. Daha çok orman açıklıklarında görülür. Ormanın kuytu ve sessiz yerlerinde barınır. Bitkilerin yaprak ve taze sürgünleri ve çeşitli meyvelerle beslenir. 13 yıl yaşar. Önceden geniş bir yayılış gösteren türünün sayısı çok azalmış ve birçok alanda nesli tükenmiştir. Türkiye’nin kuzey, güney ve batısında yayılış gösterir.
KARACA ( Capreolus capreolus ): Uzunluğu 90-130 cm, kuyruğu 3 cm’dir. Yaprak döken ormanlar ve çalıların olduğu otlaklarda görülür. Gündüz etkindir. Tek ya da grup halinde yaşar. Taze sürgün, tomurcuk, yaprak ve otlarla beslenir. 15 yıl yaşar. Türkiye’nin kuzey kesiminde ve güneyindeki birkaç alanda yayılış gösterir.
ALAGEYİK ( Cervus dama ): Uzunluğu 1.3-1.7 m’ye, kuyruğu 20 cm’ ye ulaşabilir. Akdeniz’in alt kısımlarındaki ovalık kızılçam ormanlarında nadir olarak görülür. Gece ya da sabahın erken saatlerinde etkindir. Bitkilerin yaprak ve taze sürgünleri ve çeşitli meyvelerle beslenir. 18 yıl yaşar. Antalya - Düzlerçamı ve Marmaris - Gökova üretme çiftliklerinde koruma altına alınan alageyik yok olmak üzeredir.

1967.04 - Konulu Sürekli Posta Pulları - Av Hayvanları
Alageyik ( Dama dama ) geyikgiller ( Cervidae ): Alageyik ya da Yağmurca geyikgiller familyasından, göçmen olmayan ve sürü oluşturan, kürek boynuzlu ve benekli gececil bir geyik türüdür. Dünyada en saf yabani alageyiklerin bulunduğu tek yer Antalya'dır ve yöre halkı tarafından Benekli geyik adı da verilmektedir.
Yaban Keçisi ( Capra aegagrus ): Yaban keçisi ya da yabani keçi, Avrupa, Anadolu, Orta Doğu ve Orta Asya'da yaşayan keçi türüdür. Vahşi yaşamda soyu tükenme tehlikesi büyük olan türlerin sıralandığı Hassas türler kategorisindedir.
Ayı ( Ursidae ): Ayıgiller, familyasının etçil memelileridir. Bunlar Köpeğimsiler veya köpek benzeri etoburlar olarak sınıflandırılır. Her ne kadar sadece sekiz ayı türü mevcut olsa da, Kuzey yarımkürede ve kısmen Güney yarım kürede çok çeşitli habitatlarda görülürler. Ayılar, Kuzey Amerika, Güney Amerika, Avrupa ve Asya kıtalarında yaşarlar. Modern ayıların ortak özellikleri arasında, tıknaz bacaklı büyük gövdeleri, uzun burunları, küçük yuvarlak kulakları, tüylü saçları ve kısa kuyrukları bulunur.
Yaban Domuzu ( Sus scrofa ): Domuzgiller familyasından evcil domuzun vahşi atası olarak sayılan çift toynaklıdır.
Resimler Orman Genel MÜdürlüğünden alınmıştır.

1979.13 - Avrupa Yaban Hayatını Koruma Yılı - Koruma Altındaki Hayvanlar
Turaç, çil kuşu ( Francolinus ): Sülüngiller ( Phasianidae ) familyasından bir kuş türü. Afrika dışında bir sahaya sahip olan az sayıda Francolinus türünden biridir. 8-18 beyaz-lekeli soluk kahverengi yeşilimsi yumurtayı koyduğu yalın bir yer kazımasında yuva yapar. Bitki ve böceklerden oluşan geniş bir yiyeceği vardır. Çil keklik-boyutlarındaki erkek, çoğunlukla siyahtır, arkada ve böğürlerde beyaz lekeler vardır. Bacaklar kırmızıdır. Kestane rengi bir boyun yakası, beyaz yanak yamaları ve kahverengi kanatları vardır. Dişi, çoğunlukla kahverengidir ama boyun arkası kestane rengidir. Erkek ve dişisinde farklılıklar görülmektedir. Erkek Turaç genelde yer yer beyaz ama ağırlıklı olarak siyah renkte yanaklara, parlak kestane renkli bir gerdana, ve beyaz noktalı bir böğüre sahiptir. Sırtı ve kanatları altın kahverengi benekli olan, uca yakın kısmı sarımsı kahverengi parlaklıkta bantlı ve uç kısmı solgun bir renge, ince beyaz çizgileri bulunan siyah bir kuyruğa sahiptir. Dişi Turaç; üst tüyleri, kanatları ve kuyruğunun görünüşü itibarıyla erkek Turaç'a' benzemesine rağmen, erkeğin sırtının alt kısmındaki siyah renkler, dişide yerini kahverengi benekler ve kahverengi çizgilere bırakır ve ayrıca dişilerin kuyruklarının daha geniş olduğu görülür. Boyu 35 cm'dir. Ötüşü uzaklardan duyulur. Flüte benzer sesle öter. Çok sıkıştığı zaman dikine havalanır ve kanat gererek kısa kanat vuruşları ile süzülür. Turaç da diğerleri gibi uçmaktan çok yürümeyi yeğler. Bu kuşların yetiştiği doğal ortam Kıbrıs'ın güneybatısı ve Karpaz Yarımadası'yla sınırlı görünse de, Hindistan Yarımadası, Çin, Kuzey Afrika, hatta Pasifik'te Hawaii adalarında da görülür. Farklı coğrafyalarda, renk kombinasyonunda farklılıklar görülür. Örneğin Hawaii'de siyah iken, Hindistan'da gri ağırlıklıdır.
Toy ( Otis tTarda ): Toygiller ( Otididae ) familyasından çok ürkek bir kuş türü. Türkiye'nin en büyük kuş türü olan toy, aynı zamanda dünyada en büyük uçabilen kuşlardan biridir. Erkek toyların kanat açıklığı 260 cm uzunluğa, ağırlıkları ise 18 kg'a ulaşabilir. Dişi toylar bu ölçülerin ancak yarısına varırlar ve en fazla 8 kg ağırlığına ulaşırlar. Toylar kahverengi lekeli, iri bacaklı büyük kuşlardır. Yetişkin erkeklerin tüylerden oluşan bir sakalları vardır. Toylar Moğolistan'dan İspanya'ya kadar varan geniş bir coğrafyada yaygın olsalar da, yaşadıkları küçük bölgeler birbirinden kopuk şekildedir. Çoğu ülkelerde soyları çoktan tükenmiştir ve günümüzde bulundukları ülkelerde soyu tükenme tehlikesi ile karşı karşıyadır. Toy, diğer ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de de "yolunacak kaz" olarak görülmekte ve eli tüfeklilerin boy hedefi haline gelmektedir.
Telli Turna ( Antropoides Virgo ): Turnagiller ( Gruidae ) familyasına ait bir kuş türü. 155–180 cm kanat açıklığı, 85-100 santimetre uzunluğunda, bayağı turnadan ufakça daha küçük ama benzer kuş tüyü olan bir turnadır. Göçmendirler, Afrika ve Güney Asya'da kışlarlar. Telli turnalar genellikle, kış boyunca kuru otlaklarda bulunurken, üreme mevsimi esnasında bataklık alanlar yaşam yeri olarak tercih edilir. Nemli bataklıklar, bozkır habitatları ve çayırlar, seçilebileceği diğer alanlardır. Türkiye'de şu anda 11 telli turna vardır. Nesli tükenmekte olan kuşlar arasındadır. Türkiye'de sadece Bulanık Ovasında yaşayabilmektedirler. Telli turna'nın nesli tükenebilir.
Ceylan ( Gazella Subgutturosa ): Ceylan, çift tırnaklılar takımının içi boş boynuzlular sınıfına ait bir hayvandır. Boyu 90-110 cm, kuyruğu 20-24 cm ve omuz yüksekliği 55-60 cm olup, ağırlığı 8-18 kg’dır. Zarif yapılı, ince bacaklı, güzel ve iri gözlü hayvanlardır. Burnun üst kısmı beyazdır. Ve yüzün yan taraflarında koyu renkli şeritler vardır. Kursak bölgesinde bir şişkinlik vardır ve bu şişkinlik kızışma döneminde daha belirgin bir hal alır. Dişilerinde boynuz bulunmaz. Erkeklerin boynuzları ise önce yukarı doğru sonra geriye doğru kıvrık; parlak siyah renkli ve boğumludur. Renkleri yaşadıkları yerin toprağına az çok uyacak şekildedir ve açık kiremit kahverengiden koyu krem sarısına kadar değişir. Kuyruğu oldukça uzun, siyah renkli sert kıllarla kaplıdır. 
Renkleri açık kiremit kahverengiden,koyu krem sarısına kadar değişir.Boyunlarının altı,göğüsleri,karınlarının altı,bacaklarının içi ve arka bacaklarının kuyruğa kadar olan arka kısmı beyazdır. Alınları ve gözlerinin arkası açık renklidir. Keçi veya kara kuyruklu ceylan Gürcistan, Azerbaycan, İran, Irak ve Pakistan'ın bazı bölgelerinde, Afganistan, Tacikistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Kazakistan ve kuzeybatı Çin ve Moğolistan'da bulunan bir ceylandır. 
Yaban Koyunu ( Ovis Ammon Orientalis ): Argali ( Ovis ammon ), boynuzlugiller ( Bovidae ) familyasından Asya'da Kazakistan, Tacikistan, Doğu Türkistan, Tibet, Altay Dağları'nda ve Batı Moğolistan'da yaşayan yabani bir koyun türüdür. Yaşayan koyunların en irisi olan argali çifttırnaklıların en büyük türlerinden bir tanesi olarak bilinir.Erkek argalilerin yüksekliği 1.25 metre ağırlığı ise 200-230 kilogram arasındadır. Dişi argali erkeğe oranla daha küçüktür 150-190 kilogram arasındadır ve boynuz'ları daha biçimlidir daha küçüktür. Koçların büyük sarmal boynuzları özellikle 1,8 metre uzunluğundaki pamir argalisinde (ya da Marko Polo koyununda) iyice büyük ve kalındır. Farsça büyük boynuz anlamındaki arga kökünden türetilen argali sözcüğü Türkçe konuşan uluslar arasında başka yaban koyunu türlerini adlandırmak amacıyla da kullanılır. Sürüler halinde daha çok bulunduğu yerler Kazakistan, Doğu Türkistan ve Tibet'tir. Bu yabani koyun, ot, yeşillik, meyve ve ağaç yaprak'larıyla beslenir. Sarp dağlık yamaçlara çok rahat tırmanır, patika ve uçurum kenarında dolaşmaktan çekinmezler. Gebelik süreleri 23 hafta kadardır. Dişi, her batında bir yavru, ender olarak iki yavru doğurur. Yavruları tüylü ve gözleri açık doğarlar. Birkaç saat içinde ayağa kalkarak annelerini izlemeye başlarlar. 6 ay içinde erginleşip üreyebilirler. 12-15 yıl kadar yaşarlar. Argalinin evcil koyunun atası olduğu kabul edilmektedir.

1996.03 - Hayvanlar - İstanbul'96 Dünya Posta Pulları Sergisi - 2.Tanıtım Bloğu
Bal Arısı ( Apis mellifera L.): Koloni halinde yaşayan sosyal bir böcektir. Bal arısı, bal, balmumu, polen, arı sütü, propolis, arı zehiri gibi beslenme ve sağlık ürünlerinin yanı sıra polinasyona katkısı nedeniyle önemli bir bitkisel üretim girdisidir. Bir bal arısı kolonisi, bir ana arı, birkaç bin erkek arı ve binlerce işçi arıdan oluşmaktadır. Koloninin en önşmli bireyi olan ana arı, merada çiçeklerin açmasıyla birlikte günde 2000 civarında yumurta yumurtlayarak koloni mevcudunun artışını ve devamlılığını sağlamaktadır. Üreme mevsiminde yetiştirilen ve sonbahar mevsiminde kovandan uzaklaştırılan erkek arılar, sadece genç ana arılar ile çiftleşmekte, başka kovan içi ve dışı görevi yapmamaktadırlar. Mevsime göre sayısı 30 bin ile 80 bin arasında değişen işçi arılar ise yaş durumuna göre çeşitli görevler yapmaktadırlar.
Kangal Köpeği: Kangal köpeği iri cüsseli, zeki, kuvvetli ve sakin görünüşlüdür. Sahibine çok düşkün olup, iyi bekçilik yapar. Farklı çevre koşullarına iyi uyar. Soğuk ve sert iklimleri sever. Görevli olduğu bölgeye giren yabancılara karşı sert ve acımasızdır. Baş bölgesi vücuda oranla iridir, göğüs bölgesi geniş ve iyi gelişmiştir. Eklem, kas ve kemik yapısı iyi gelişmiş ve güçlü pençe yapısına sahiptir. Göz, burun ve ağız çevresinde siyah renk tipiktir. Kuyruk havada güzel bir helezoni kavis yapar. Koku alma duyusu gelişmiş ve güçlü bir çene yapısı vardır. Hastalıklara karşı çok dirençlidir. Çok iyi bir çoban köpeğidir. Dünyada kurt boğabilen tek köpektir. Ortalama yaşam süresi 15 yıl kadardır.
Denizli Horozu: Denizli Horozu’nun OsmanlI Devleti zamanında gelen göçmenler tarafından getirildiği söylenirse de meraklı yetiştiricilerin elinde bu hale geldiği ve mahalli bir ırk olduğu bilinir. Yerli ırk olması nedeniyle fazla iri değildir. Yaklaşık 2-2.5 kg ağırlığındadır. Çoğunlukla yatmayan, kırılmayan balta ibik aranır ve ibikteki yırtmaçların uyumlu olması istenir. Bacakları siyah renkli, gözlerinin etrafında rimel çekilmiş gibi siyah sürme vardır. Vücut heybetli, kuyruk siyah ve kavisli ( Güneşaltında bu siyahlık kadife gibi yeşil, mor, mavi renklere dönüşür ve horoz öterken boynu kuyruğa değer ) sesi net ve nefes alış-verişi eşit olmalıdır. Alış ilk ötmeye başladığında sesin artarak yükselişini ifade eder, zirvede yere paralel bir çizgi gibi düz devam eder, verişte yavaş yavaş iner ve horoz nefes alır, nefes alamazsa sendeler ve düşer. Genellikle ötüş süreleri 18-20 sn. dir.
Karadeniz Alabalığı ( Deniz Alası ) ( Salmo trutta labrax Pallas 1811 ): Karadeniz Alabalığının vücudu yanlardan hafif yassılaşmış, torpido şeklinde ve uzuncadır. Sırtı zeytin yeşili rengindedir. Yanları 10 -12 adet beyaz çerçeveli kırmızı beneklidir. Karın kısmı beyazımsıdır. Karadeniz alabalığı, ortalama 50 - 80 cm boyunda ve 3 - 7 kg ağırlığındadır. Maksimum 100 cm.’nin üzerinde ve 25 kg ağırlığında olabilir. Karadeniz alabalığı, anadrom göçmen bir balıktır ve Karadeniz’de bulunur. Yumurtlamak için nehirlere girer. Kasım ayında yumurta bırakır. Küçük balıklar, böcekler, böcek larvaları ve kabuklularla beslenir. Eti lezzetlidir.

1964.07 - Hayvanları Koruma Günü
Macar Bozkır İneği, Ankara Keçisi, Arap Atı, Ankara Keçisi, Karacabey Montafonu
Kullanılan resimler Ankara Lalahan Zooteknik ve Araştıröa Enstitusü Müdürü Zekl Öncül'den alınmıştır.

2007.10 - Yerli Çiftlik Hayvanları ( Dünya Çevre Günü )
Evcil hayvan genetik kaynaklan, biyolojik çeşitliliğin bir unsuru olup insanların gıda ve tarım alanında ihtiyaç duyduğu talebi karşılamaktadır. Özellikle çiftlik hayvanlarının yok olması doğrudan insan yaşamı ile ilişkilidir ve konunun ekolojik yönü yanında sosyo-ekonomik yönü de bulunmaktadır.
Dünyada hayvan genetik kaynaklarının korunmasında yerinde koruma (in-situ); ve yetiştirme sürüleri halinde enstitü, park vb alanlarda koruma ve genetik materyalin dondurularak korunması (ex-situ) olmak üzere iki yöntem bulunmaktadır. Her iki yöntemin birlikte uygulanması korumadaki başarıyı artırmaktadır.
Türkiye’de hayvan ırklarımızın korunması ile ilgili çalışmalar Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğünce yürütülmekte olup, enstitülerde yürütülen proje kapsamında 4 sığır, 1 manda, 4 koyun, 1 keçi, 2 tavuk ve 1 arı ırkı ile 3 ipekböceği hatlı olmak üzere toplam 13 ırk ve 3 hat koruma altına alınmıştır. Aynca 12 küçükbaş ve 7 büyükbaş hayvan ırkımızın küçük koruma sürüleri halinde halk elinde korunması destekleme kapsamına alınmıştır.

1973.12 - Konulu Sürekli Posta Pulları - Hayvan - Hayvanları Koruma Günü
Sivas Çoban Köpeği: Dünyada emsali görülmemiş bir köpek türü olan Kangal Çoban köpekleri, Türkiye'de ve yabancı devletlerde haklı bir üne sahiptir. Özellikle İngiltere ve Amerika'da bu köpekleri sevenler tarafından dernekler kurulmuş, yarışmalar yapılmıştır. Ne acıdır ki yabancı devletlerin göstermiş oldukları ilgiyi, bizler maalesef son 10 - 15 yıldır göstermekteyiz. Kangal Çoban Köpekleri çok cesur, gayet hızlı ve çeviktirler. Kadın ve çocuklara karşı gayet muhlis, kötü niyetli kişilere karşı son derece caydırıcı bir silah olan Kangal köpekleri çok zeki, ön sezileri kuvvetli ve sahibine aşırı bağlıdırlar. Sahibi tarafından azarlandığı zaman suçlu bir çocuk gibi başını öne eğer, sahibinin gözlerine mahsun mahsun bakarak af edilmesini bekler. Hislerini yalnız hal, hareket, mimik ve jestlerle değil çıkardıkları çeşitli tonlardaki havlamalarla belli ederler. Kangal Çoban Köpekleri görevlerine çok sadıktırlar. Şöyle ki; dağda sürüden ayrılan veya geride kalan koyunun başından günlerce aç ve susuz bekledikleri Kangal çiftçileri tarafından anlatılmaktadır. Kangal Çoban Köpeğine sahip çiftçilerin en büyük gurur kaynağı köpeklerinin kurt boğmalarıdır. Kurt boğan köpeğe sahip olmak onlar için bir ayrıcalık ve övünç kaynağıdır. Yüzyılların ihmaline rağmen ne ırk vasıflarından ne de yüksek ruh yapısından en ufak bir taviz vermemiştir. Kan asaletine çok bağlıdır. Doğuda serbestken bile başka bir karnivorla çiftleşmesi mümkün değildir. 1975 yılında askeri amaçla eğitime alınmış ve asırlardır bu yönde eğitim gören köpek türlerinden çok daha yetenekli olduğunu kanıtlamıştır.
Ankara Kedisi: Ankara kedisi fazla bilinen, evinizde beslemek için en çok tercih edilen kedi cinslerinden biridir. Tüylerinin güzelliği, uzunluğu ile dikkat çekmektedir. Adından anlayacağınız üzere Ankara ve çevresinde, Anadolu’da ortaya çıkan ve çoğunlukla oralarda görülen bir cinstir. Avrupada “Angora” olarak tanınan Ankara kedileri uzun tüylü kedilerin atası olarak kabul edilir ve İran kedisi ile karıştırılır adını aldığı anavatanında üretilir ve saf Türk kedisidir.

2015.33 - Hayvanlar
Ankara Keçisi:
Bu ırk Ankara yöresinde yetiştirildiğinden Ankara keçisi adını almıştır. Ankara keçisinin bedenini saran ince ve parlak tüylere tiftik denir ve bu nedenle halk arasında tiftik keçisi olarak da bilinir. Bazılarının alınlarında dahi tiftik demetçikieri bulunur ve bunlara kâkül adı verilir. Ankara keçisi diğer evcil keçilere göre daha küçük ve narin yapılıdır.
Ankara Tavşanı: En eski tavşan ırkındandır. Günümüzde birçok çeşidi bulunmaktadır. En meşhurları Ingiliz, Fransız, Alman, Giant, Satin'dir. Kökeni Ankara olmasına rağmen Türkiye'de nesli tükenmiştir. 1995 yılında Almanya'da yaşayan bir Türk vatandaş tarafından tekrar getirilip Kayseri'de bir çiftlikte yetiştirilmeye başlanmıştır. 2001 yılında Ankara Valiliği Çevre Koruma Vakfı desteği ile Tarım İl Müdürlüğü bünyesinde Ankara Tavşanı yaşatma ve yaygınlaştırma projesi oluşturulmuştur. Vücut yapısı orta büyüklükte ve uzun tüylüdür. Asıl rengi beyazdır ancak farklı renk çeşitleri vardır.
Ankara Kedisi: Anavatanı Ankara olan Ankara kedisi, Avrupa'da görülen İlk uzun tüylü kedi olarak bilinir. Ankara kedisinin asıl rengi beyazdır ancak melezlemeler nedeniyle farklı renklerde bol tüylü Ankara kedileri yetiştirilmiştir. Gözlerinin iki renk olması, tüylerinin beyazlığı ve uzunluğu onu diğer kedilerden ayıran en önemli özellikleridir. Sahibine bağlı ve onu her yerde takip eden
Ankara kedisi enerjik, oyuncu, zeki, yumuşak huylu ve meraklıdır.

2017.24- Hayvanlar
Van Kedisi ( Felis domesticus ): Türkiye'de saf üretile bir Türk ırkıdır. Anavatanı ve kökeni Van yöresidir. Van bölgesinde Urartu dönemine ait kazılarda kedinin kalıntıların; ra tlanmıştır. Dünya kedi ırkları arasında saf ve doğal ırklarrdan biri olarak bilinen van kedisi 1969 yılında saf kan kedi ırkı olarak uluslararası düzeyde kabul görmüştür
Van kedisinde vucut beyaz, kısa veya orta uzunlukta tuylerle kaplıdır. Van kedisi sevimli, oyuncu, yeni mekanına çabuk uyum sağlayabilen, iyi bir avcı ve iyi bir annelik içgüdüsüne sahiptir. Ayrıca severek suya girip yüzen ve su ile oynamaktan hoşlanan davranışlarıyla diğer kedi ııklarından farklıdır.
Kangal Çoban Köpeği ( Canis lupus familiaris ): Türkiye'de olduğu gibi Dünya'da da çok tanınan ve ilgi gören bir ırktır. Anadolu’da varlık tarihi yaklaşık 1000 yıl öncesine dayanmaktadır Atalarımızın Orta Asya’dan Anadolu'ya göçü ile beraber Orta Anadolu ve daha sonra Türkiye'nin her bölgesine yayılmıştır. Asıl görevi koyun sürülerini yırtıcılara özellikle de kurtlara karşı korumak ve kollamaktır Adını Sivas Kangal İlçesinden almış olan bu yerli ırkımız iri ve güçlü yapılı ve vücut bölmeleri arasında mükemmel bir uyum vardır.
Aksaray Malaklısı ( Canis lupus familiaris ): Başta Aksaray ve civarı olmak üzere Koçhisar, Kayseri, Yozgat, Nevşehir, Niğde ve Konya gibi Türkiye'nin Orta Anadolu Bölgesinde yaygın olarak bulunmaktadır. Genellikle bekçilik gösteri ve köpek dövüşleri amacıyla yetirilmektedir. Dış görünüş itibariyle ( genelde boz renk ) Kangal ırkı köpeklerle karıştırılabilir ancak kangala göre daha iri bir cüsseye sahip ve daha iri bir baş yapısı olduğu ayrıca vücudun silindir şeklinde olusu, sarkık dudaklar ve kama şeklindeki kuyruk duruşu gibi farklı özelliklerle kangaldan ayrıt edilebilir.
At ( Equus caballus ): Tarih boyunca tarımda ulaşımda vb hizmetlerde çekim ve binek hayvanı olarak atın güçünden faydalanılmıştır. Günümüzde ise at yetiştiriciliği daha çok yarış ve spor amaçlı olarak yapılmaktadır. Türkiye de geleneksel olarak oynanan atlı sporların geliştirilmesi ve desteklenmesi, kültürel mirasın korunması ve tanıtılması açısından önem taşımaktadır.

2020.02 Yardımcı Köpekler
Doğdukları andan itibaren insanlara karşı sevgi duyan köpekler, hayatın her alanında insanoğluna destek olmaktadır. Karakter özellikleri, boyutları, fiziksel performansları, genetik yatkınlıklarına göre Alman Çoban Köpeği, Pointer, Cocker Spaniel, Springer Spaniel, Belçika Malinois, Çatalburun, Zerdava, Golden Retriever ve Labrador Retriever vb. ırkı köpekler almış oldukları eğitimlerle görev, arama ve rehber köpek olarak kullanılmaktadır.
Görev Köpekleri: Özel eğitim alan, operasyonların en büyük kahramanlarıdır. Irklarına göre değişiklik göstermekle birlikte genellikle; cesur, neşeli, sadık, atik, kararlı, vefalı, itaatkâr, keskin burun ve yüksek zekâya sahiptirler. Dağlarda, ormanlarda, bataklıklarda ve her türlü iklim koşullarında olağanüstü bir avlanma yeteneğine sahip bu köpekler, terörle mücadele başta olmak üzere narkotik, patlayıcı madde arama, iz takip ve asayiş vb. alanlarda görev yapmaktadır.
Arama Köpekleri: Canlı insan arama köpeği olarak görev yapmaktadır. Bu köpekler afet durumunda tüm dünyada çok önemli roller üstlenen ve acil durumlarda insanlara yardım etmek üzere eğitilmiş köpeklerdir. Görev alabilecek köpeklere henüz yavru iken özel testler yapılmakta olup gerekli şartları taşıyanlar eğitime alınmaktadır, iki yılda bir yapılan görev yeterlilik sınavı ile birlikte operasyonlara katılmaya hak kazanmaktadırlar.
Rehber Köpekler: Engelli bireylere her ortamda eşlik edebilen onlara güvenli ve bağımsız hareket kabiliyeti sağlayan köpeklerdir. Ülkemizde genellikle "Golden Retriever" ve "Labrador Retriever" cinsi köpekler rehber köpek olarak eğitilmektedir. Yaklaşik 8 haftalıkken teslim alınan ve bir yıl süreyle yetiştirilmek üzere gönüllü bakıcı ailelere verilen ve bu süre içerisinde temel eğitimlerini alan yavru köpekler bir yılın sonunda eğitmenlere teslim edilmektedir. Üç-alti ay süren eğitimlerden sonra görme engellilere tamamen ücretsiz olarak verilmeye hazır hale gelmektedirler. Görev tasmasını taşıdığı süre içinde rehberlik yapan köpek, görevi esnasında dokunulduğu takdirde dikkati dağılabilmektedir. "Labrador Retriever" cinsi "Kara" isimli köpek ülkemizin lisanslı ilk rehber köpeği ünvanına sahiptir.
PTT AŞ tarafından "Yardımcı Köpekler" konulu "Görev Köpekleri", "Arama Köpekleri" ve "Rehber Köpekler" temalı, lak uygulamalı 3 (üç) değerli anma pulu ve braille alfabesine de yer verilerek hazırlanan ilkgün zarfı 04.03.2020 tarihinde tedavüle sunulmuştur.

1967.20 - Türk Veteriner Hekimliğinin 125. Yılı

1997.04 - Van Kedisi
Dünya kedi ırkları arasında özel bir yere sahip olan bu tür, çağlar boyunca Anadolu'da ve Dünya’da insanların dikkatini çekmiştir. Van Kedisi fildişi beyaz rengi, sık tüylü vücut ve kuyruk yapısı, farklı göz rengi ile tanımlanır, oyun oynamayı çok sever, avcılık özellikleri gelişmiştir, yüzmeyi seven tek kedi cinsidir.
Nesli yok olmak tehlikesiyle karşı karşıya olan bu türün korunması amacıyla, Yüzüncü Yıl üniversitesi Van Kedisi Araştırma Merkezi bilimsel çalışmalar yapmaktadır.

2019.28 - Horozlar
Denizli horozu;
renk ve vücut yapısı itibariyle ahenkli 20-25 saniyeden başlayan uzun ve güzel ötüşü ile unu yurtdışına taşan yerli ırklarımızdan biridir.
Denizli horozunun gözleri siyah ve sürmeli, bacakları köyü gri veya mor olup canlı ağırlık ortalaması 3-3,5 kg civarındadır. Denizli horozunda görünüş; canlı bacaklar, uzun boyun, kuvvetli göğüs, geniş ve derin kuyruk dik başa doğru meyıllıdır.
Denizli horozları, renklerine göre Demirkır, Pamukkir, Kınalı, Al, Siyah ve Kürklü; vücut yapılarına göre ise yüksek boyun, sülün ve küpeli; ibik şekillerine göre geniş ibik ve dar ibik olarak gruplara ayrılır. Ayrıca horozların ötüşleri sırasındaki vücut pozisyonlarına göre de aslan ötüşü, kürt ötüşü, yiğit ötüşü ve pus ötüşü olarak adlandırılarak gruplandırılmaktadır.
Gerze horozu ( Hacıkadı ); orijinal gen kaynağı Sinop’un Gerze ilçesidir.
Namaz saatlerinde ötmeleri ile ün yapmış olan yerli bir ırktır.
Gerze horozunun gagası, inciği, ayak derisi ve pulları siyah renk tonlarında olup vücut derisi beyazdır. Parlak siyah tüylü, uzunca beyaz kulakcikli, çatal ibikli, bacakları uzun, vücudu büyük yapılıdır. Canlı ağırlık ortalaması ise 3,5-4 kg civarındadır.

2001.09 - Atlar
Atın evcilleştirilmesi; insanlık tarihinde Özellikle de Türk tarihinde önemli bir aşamadır. Bu sebeple Türklerin siyasi, sosyal ekonomik ve askeri hayatında oynadığı rol itibariyle Türk kültürünün ilk dönemlerinde meydana getirilen kültürel birikimi atlı göçebe kültür ve medeniyeti olarak nitelendirilmiş olup Türk kültüründe at, kadın ve silah gibi kutsal sayılmıştır.
Türk kültüründe atlar, bedenlerindeki tüylere, kuyruk ve yelesindeki kıllara ve çeşitli nişanlara göre birçok şekilde adlandırılmışlardır. Türkler atlarına gördükleri işe göre de ad vermişlerdir. Önemli haberleri götüren süvarilerin kuvvetli ve dayanıklı atlarına İlgar, Posta Süvarilerinin atlarına Menzil, Akıncı ve süvarilerin bindikleri atlara Cenk gibi adlar verilmiştir. Türk ve Türkmen toplumlannda en çok bilinen at ırklarına örnek olarak Türk - Arap, Akhal -Teke ( Türkmenistan ), Kırgız ( Kırgızistan ) ve Kabartay ( Kazakistan ) gösterilebilir.
At, binek hayvanı olarak ehlileştirildikten sonra, insanlara hareket serbestisi sağlamış, birbirinden habersiz yaşayan insan topluluklarının ilişki kurmalarına vesile olmuş, bu suretle kültür alışverişinin yaygınlaşmasına, medeniyetlerin gelişmesine etki eden bir varlık olarak tarihteki yerini almıştır.

1989.15 - Deniz Kaplumbağaları
Caretta caretta ( Deniz Kaplumbağası ): Denizde yaşar, kabuk uzunluğu 1 m., ağırlığı 150 kg. kadar olabilir. Güney sahillerimizdeki kumsallara yalnız yumurta bırakmak için geceleri çıkar. Nesli azalmıştır.
Chelonia mydas ( Çorba kaplumbağası ): Denizde yaşar, kabuk uzunluğu 1,4 m., ağırlığı 425 kg. kadar olabilir. Güney sahillerimizde az sayıdaki kumsallara yalnız yumurta bırakmak için geceleri çıkar. Eskiden eti yenilmek üzere ihraç edildiğinden, nesli iyice azalmıştır.
Konuyla ilgili bilgiler Dokuz Eylül Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. İbrahim Baran, kompozisyonlar Saadettin Atlıhan tarafından hazırlanmıştır.

1990.09 - Kertenkele - Kurbağa
1972 yılında Stockholm - İsveç'te yapılan İnsan Çevresi uluslararası konferansında alınan bir kararla 5 Haziran tarihi Dünya Çevre Günü olarak ilan edilmiştir. Birleşmiş Milletlere üye ülkelerce kutlanacak bu günün anısına dolaşıma çıkarılan pullarda Ülkemizde nesli tükenmekte olan Kertenkele ve Kurbağa türleri işlenmiştir.
Lekeli Semender ( Salamandra salamandra ): Akar sulara yakın nemli orman veya ağaçlık yerlerde yaşar. Vücut uzunluğu 20 cm. kadardır. Geceleri avlanır, solucan ve böcek çeşitleriyle beslenir. Yaşadığı yerler daraltıldığı veya yok edildiğinden nesli azalmaktadır.
Şeritli Semender ( Triturus vittatus ): Kış ve ilkbaharda durgun ve ağır akan bol bitkili sularda, Yaz ve Sonbaharda sulara yakın nemli taş altı veya oyuklarda barınır. Boyu 12 cm. kadar olabilir. Türkiye'de Marmara'nın doğusu, Doğu Karadeniz ve Doğu Akdeniz bölgelerinde bulunur. Yaşadıkları sular yok edildiğinden ve kirletildiğinden nesli azalmaktadır.
Kırmızılı kurbağa ( Bombina bombina ): Küçük havuz, hendek ve benzeri su birikintilerinde yaşar. Karada rahatsız edildiğinde sırt üstü dönüp ölü taklidi yapar. Boyu 5 cm. kadar, Türkiyede Sapanca civarı ile Trakya'da bulunur. Yaşadıkları su ortamları kirletildiğinden ve yok edildiğinden nesli azalmıştır.
Ağaç kurbağası ( Hyla arborea ): Genişlemiş parmak uçları ile ağaç ve ağaçsı bitkilere tırmanır ve yapraklar arasında gizlenir. Yalnız yumurta bırakmak için bol bitkili sulara gider. Boyu 5 cm.yi geçmez, yaşadığı yerlerin yok edilmesi ve yanlış ilaçlama sonucunda nesli azalmaktadır. Sırtı genellikle yeşil renklidir, ancak renk değiştirebilir.
Bu pullara ait bilgiler Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi, Fen Bölümü Başkanı Prof. Dr. İbrahim Baran tarafından, kompozisyonlar ise Prof. Dr. İbrahim Baran'ın denetiminde aynı üniversitenin Resim İş Eğitimi Bölümü Grafik Anasanat Dalı Başkanı Doç. Dr. Yüksel Uslay tarafından hazırlanmıştır.

1991.15 - Yılanlar
Mahmuzlu Yılan ( Eryx jaculus ): Boa yılanlarının yurdumuzdaki akrabasıdır. Boyu 50-60 cm. olan bu yılan Anadolu'nun orta ve güney kısımlarında bulunur. Zehirsiz ve uysaldır. Alaca karanlık ve sabah erken saatlerde avlanır. Kumlu ve taşlı ortamlarda yaşar. Yaşam ortamları azaltıldığından nesli azalmaktadır.
Sarı Yılan ( Elaphe quatuorlineata ): Boyu 1,5 metreden fazla olabilen bu yılan, sık ormanlık olmayan çalılık ve taşlık bölgelerde yaşar. Bütün Türkiye'ye yayılmıştır. Zehirsiz olan bu yılan türü gündüzleri avlanır. Yararlı olan bu yılan türü bilinçsizce öldürüldüğü için nesli azalmaktadır.
Şeritli Engerek Yılanı ( Vipera xanthina ): Türkiye'nin batı ve orta kısımlarında yayılmıştır. Boyu 70-80 cm. kadardır. Dağlık bölgelerin ormansız, seyrek ormanlı ve taşlık kısımlarında yaşar. Gündüzleri uygun yerde gizlenip, geceleri avlanır. Zehirli bir yılandır. Yaşam ortamları yok olduğundan nesli azalmaktadır.
Siyah Engerek Yılanı ( Vipera kaznakovi ): Boyu 50-60 cm. kadar olan bu zehirli engerek türü, Türkiye'de yalnız Hopa civarında yayılmıştır. Sık ormanlık kısımlardaki taşlık ortamlarda yaşar. Renk ve deseni çok değişik olabilmektedir. Yurt dışına kaçırıldığı için nesli çok azalmıştır.
Bu pullara ait bilgiler Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Fen Bölümü Başkanı Prof. Dr. İbrahim Baran tarafından, kompozisyonlardan ikisi ( Mahmuzlu Yılan ve Sarı Yılan ) aynı Fakültede Doç. Yüksel Uslay, diğer ikisi ( Şeritli Engerek Yılanı ve Siyah Engerek Yılanı ) öğretim görevlisi Mehmet ileri tarafından hazırlanmıştır.

201213
2012.14 - Tarih Öncesi Hayvanlar - Dinozorlar ( Dünya Çevre Günü )
Dünya üzerinde yaşamış birçok canlının nesli azalma ve yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Nesli tükenmiş bu canlılardan kuşkusuz en merak edileni dinozorlardır. 230 milyon yıl önce kara hayatına egemen olan dinozorların nesli 65 milyon yıl önce tamamen tükenmiştir. Otçul, etçil ya aa hepçil beslenen dinozor türleri vardı. 1841 yılında Richard Owen, Yunanca “deinos” ( korkunç ), “saurus” ( kertenkele ) anlamına gelen iki sözcüğün birleşiminden oluşmuş Dinosauria (Dinozor) adıyla adlandırmıştır. Uzunca bir zaman dünyada yaşayan dinozorların nasıl yok oldukları sorusuna henüz net cevap bulunamamıştır. Yaklaşık 10 km çapında bir göktaşının Dünyaya çarpmasıyla gerçekleştiğini açıklayan görüş kabul edilmektedir.
20121305
Carnotaurus ( Etçil Boğa ): Çukur bir kafatasına ve gözlerinin hemen üzerinde bulunan kısa boynuzlara sahipti. 9.0 metre uzunluğunda ve dik durduğunda 3.5 metre boyunda olabiliyorlardı. Güney Amerika da yaşamıştır.
Pteranodon ( Kanatlı ve Dişsiz ): En büyük pterozorlardan (Kanatlı Kertenkele) birisiydi. Kanatlarının uzunluğu 5 metreden fazlaydı. Başının arkasında uzun ve kemikli bir sorguç bulunuyordu. Pteranodon dinozorlarla aynı dönemde yaşamıştır.
T-Rex ( Sürüngenler Kralı ): Tyrannosaurus Rex yeryüzünde yaşamış en büyük etobur dinozorlardan oiriydi. Ağzında 20 cm lik dişler bulunuyordu. 14 metre uzunluğunda ve dik durduğunda 5- 6 metre boyundaydı. 67 milyon yıl önce Kuzey Amerika, Çin bölgelerinde yaşamıştır.
Triceratops ( Üç Boynuzlu Yüz ): Otobur boynuzlu dinozor türüdür. 9 metre uzunluğunda ve dik durduğunda 3 metre boyundaydı. 65-70 milyon yıl önce Kuzey Amerikada yaşamıştır. Triceratops, iri, dört ayaklı bedeni; büyük, kemikli bir yaka ve üç boynuzluydu.

1987.02 - Kelebekler 1987
İnanılmaz güzel renkleri ve desenleriyle doğanın en güzel ve narin böcekleridir. Vücutları kiremit dizilişi şeklinde renkli pullarla örtülüdür. İki çift olan kanatlarının büyüklüğü türlere göre değişir. Emici tipteki ağız parçaları hortum şeklindedir. Çiçeklerin balözünün tadını ayaklarıyla alırlar ve balözü emerek beslenirler. Çoğalma yumurta ile olur. Kelebek yumurtaları yarım küre, küre, silindir ve iğ şeklindedir. Bazı kelebekler zehirlidir. Bunlar çok yavaş uçar ve göz kamaştırıcı parlak renklere sahiptir. Kelebekler faaliyet durumlarına göre gece ve gündüz kelebekleri olarak iki guruba ayrılır. Gece kelebekleri kalın ve ağır vücutlarıyla alacakaranlıkta veya gece uçarlar. Gündüz kelebekleri ise ince ve hafif vücutları ile gece istirahat edip, gündüz uçarlar.
Celerio euphorbiae (L.): Lepidoptera takımının Sphingidae familyasına bağlı olan bu türün erginleri Haziran-Temmuz aylarından itibaren dağlarda görülmeye başlar. Larvaları sütleğenlerle beslenirler.
Euplagia quadrıpunctaria Poda: Lepidoptera takımının Arotiidae familyasına bağlı olan bu türün erginleri ormanlık alanlarda Haziran'dan itibaren görülmeye başlar. Larvaları ağaçlık alanlarda bulunan marul, ısırgan, ballıbaba, kediotu, sinirotu gibi alçak boylu bitkilerle beslenir.
Vanessa atalanta (L.): Lepidoptera takımının Nymphalidae familyasına bağlı olan bu türün erginleri Mart’tan Mayıs’a kadar ve Ekim aylarında görülür. Larvaları ısırganotuyla beslenir.
Colias crocea (Geoffr.): Lepidoptera takımının Pieridae familyasına bağlı olan bu türün erginleri doğada ilkbahardan sonbahara kadar görülür. Larvaları yonca, üçgül vb. yem bitkileriyle beslenerek zarar yapar.
Konuyla ilgili bilgiler Ege Üniversitesi Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Feyzi Önder, kompozisyonlar Saadettin Atlıhan tarafından hazırlanmıştır.

1988.13 - Kelebekler 1988
Gonepteryx rhamni L. : Lepidoptera takımının Pieridaa familyasına bağlı olan bu türün erginleri ilkbaharda büyük gruplar halinde uçuşmaya başlar ve doğada Ağustos sonlarına kadar bahçelerde ve ormanlarda görülür. Larvaları birçok Rhamnus türüyle beslenir.
Chazara briseis L. : Lepidoptera takımının Satyridae familyasına bağlı olan bu türün erginleri Haziran - Ağustos ayları arasında kumlu - kireçli alçak yerlerde bulunur. Larvaları Sesleria coerulea, Brachypodium ve Poa türleriyle beslenir.
Allancastria cerisyi Godart: Lepidoptera takımının Papilionidae familyasına bağlı olan bu türün erginleri Nisan - Haziran ayları arasında dağlık alanlarda görülmeye başlar. Larvaları Aristolochia türleri üzerinde beslenir.
Nymphalis antiopa L. : Lepidoptera takımının Nymphalidae familyasına bağlı olan bu türün erginleri Haziran - Ağustos ayları arasında ormanlık ve çayırlıklarda görülür. Erginleri genellikle çürümekte olan meyveleri ziyaret eder.
Konuyla ilgili bilgiler Ege Üniversitesi Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Feyzi Önder, kompozisyonlar Saadettin Atlıhan tarafından hazırlanmıştır.

200912B3
2009.12 - Kelebekler 2009 - Dünya Çevre Günü
Alıç Kelebeği ( Aporia Crataegi ): Hücre içlerinde siyah benek taşımayan beyaz kanatlarındaki çarpıcı siyah damarları ile dikkat çekerler. Kanat uzunlukları 3,5 cm’dir. Yaşam alanları sıcak, açık ve çalılık arazilerdir. Ülkemizin bütün bölgelerinde görülür.
Küçük Esmer Boncuk ( Lasiommata Megere ): Ön kanadın, apeks altında küçük bir gözbeneği taşıyan turuncu üst yüzünde, kahverengi çizgi ve işaretler bir ağ oluşturur. Kanat uzunlukları 2,4 cm’ dir. Yaşam alanları çıplak topraklı, kurak, kayalık, çalılık araziler ve harabelerdir. Ülkemizin bütün bölgelerinde görülür.
Çokgözlü Esmer ( PIebeius Agestis ): Kanatların üst yüzü herhangi bir mavi tondan yoksun kahverengidir. Her iki kanat üzerinde de eksiksiz turuncu ya da kırmızı kenar alt benek dizisi vardır. Arka kanattaki beneklerin içinde genellikle siyah noktalar bulunur. Kanat uzunlukları 1,5 cm’ dir. Yaşam alanları yaprak döken ve çam ormanlarındaki otlu çalılıklar, kurak bozkırlarda kuytu ve çiçekli yerlerdir. Ülkemizin bütün bölgelerinde görülür.
Orak Kanat ( Gonepteryx Rhamni ): Kanatları köşeli ve büyük hızla uçabilirler. Ön kanat ön kenarının orta kısmının hafifçe içbükey ve anten topuzlarının ucunun kahverengi olmaları bu türün önemli ayırt edici özelliğidir. Kuyruk uzunluğu 3 cm’ dir. Yaşam alanları orman açıklıkları, orman kenarındaki açık çayırlar ve çalılık taşlık yamaçlardır. Ülkemizin bütün bölgelerinde görülür ama Ege illerinde ve Güneydoğu Anadolu illerinde görece sınırlı dağılım gösterir.

1980.10 - Yararlı Böcekler 1
Rodolia cardinalis Muls.: Ağaçlarda koza yaparak yumurtalarını bırakan zararlı böceğin kozasını parçalayıp yumurtalarını yiyerek yok eder.
Bracon hebetor Say.: İncirlere zarar veren kurdu iğnesiyle donduran - paratize eden - bracon hebetor kurdun bıraktığı yumurtaları yiyerek yok etmektetir.
Colosoma sycophanta L.: Çamlara zarar veren çamkurdunu doğrudan yiyerek yok eder.
Deraeocoris rutilus H.S.: Bitkilere zarar veren kurdu, iğnesiyle sokup doğruca emerrek yok eder.

1981.20 - Yararlı Böcekler 2
Cicindela campestris pantica Fisch: Coleoptera takımının Cicindelidae familyasından olan bu türün ergin ve larvaları toprakta yaşayan pek çok böcek türüyle beşlenir.
Syrphus vitripennis Meig.: Diptera takımının Syrphidae familyasına bağlı olan bu yararlı böceğin lavraları yaprak bitleri
( Aphididae ) ve yaprak pireleri ( Psyllidae ) ile beslenir.
Ascalaphus macaronius ( Scop. ): Neuroptera takımının Ascalaphedae familyasına bağlı bu türün larvaları toprakta yaşayan pek çok böcek türüyle beslenir.
Empusa fasciata Brul. ( Peygamberdevesi ): Dictyoptera takımının Empusidae familyasına bağlı bu böcek çekirgeler dahil pek çok böcek türüne saldırır. Peygamberdevesi olarak bilinmesinin nedeni, öndeki iki ayağının eklemlerden kıvrıldığında dua ediyor gibi görünmesidir.

1982.09 - Zararlı Böcekler I
Eurydema spectabile Horv.: Heteroptera takımının Pentatomidae familyasına bağlı olan bu tür, lahana ve karnıbahar gibi sebzelerin özellikle fide dönemlerinde bitki özsuyunu emmek suretiyle bitkilerin gelişmesinin durmasına ve hatta ölmesine neden olur.
Dacus oleae Gmel.: Diptera takımının Tephritidae familyasından olan bu böceğin larvaları zeytin danelerinin içini yemek suretiyle kalitenin düşmesine ve yağın asit derecesinin yükselmesine neden olur.
Klapperichicen viridissima Walk.: Homoptera takımının Cicadidae familyasına bağlı olan bu tür, bağların ince sürgünlerine yumurta bırakmak suretiyle bu kısımların kurumasına neden olur. Ayrıca nimfleri de asma kökleriyle beslenerek gelişmenin yavaşlamasına yol açar.
Leptinotarsa decemlineata Say.: Coleoptera takımının Chrysomelidae familyasına bağlı olan bu türün ergin ve larvaları patates ve patlıcan gibi bitkilerin toprak üstü kısımlarında oburca beslenerek önemli zararlara neden olur.
Rhynchites auratus Scop.: Coleoptera takımının Attelabidae familyasına bağlı olan bu türün ergin ve larvaları sert ve yumuşak çekirdekli meyve ağaçlarının meyvelerinde zararlar yapar.

1983.15 - Zararlı Böcekler II
Eurygaster integriccps Put.: Türkçede Süne olarak da isimlendirilen bu tür, buğdaygillerin özellikle tanelerini emmek suretiyle Güneydoğu Anadolu bölge­sinde önemli zararlara neden olur.
Phyllobius nigrofasciatus Pes.: Bu tür yurdumuza özgüdür. Dünyada başka bir ülkede bulunmamaktadır. Elma ve erik ağaçlarının yapraklarını yemek suretiyle zararlı olur.
Cercopis intermedia Kbm.: Bu tür çeşitli bitkilerin özsuyunu emmek suretiyle zarar verir.
Graptıasoma lineatum (L.): Bu tür özellikle anason çiçek ve tohumlarına saldırarak zarar verir.
Capnodis miliaris (Klug.): Bu türün özellikle larvaları taş çekirdekli meyve ağaçlarının gövdeleri içinde galeri açarak önemli zararlara neden olur.

1989.04 - Türk İpekböcekçiliği
Yurdumuzda 1500 yıllık, Dünya’da ise 4000 yıllık bir özgeçmişi bulunan ve tarıma dayalı endüstride geleneksel bir yetiştiricilik olarak devam eden ipekböcekçiliği, günümüzde Bursa başta olmak üzere 40 ilimizde yapılmaktadır.
Türk ipekböcekçiliği çalışmaları birçok evreler geçirmiş olup, 15 Nisan 1888 tarihinde Bursa’da Darülharir, bu günkü adıyla İpekböcekçiliği Araştırma Enstitüsü kurulmuştur. I. ve II. FAO projelerinin uygulandığı Enstitü modern laboratuvar alet ekipmanları ile donatılmış bulunmaktadır. Enstitüde, ipekböceği ıslahı, ipekböceği yetiştirme tekniği ve beslenmesi, ipekböceği tohumu üretimi, ipekböceği hastalık ve zararlıları gibi konularda araştırma ve geliştirme çalışmaları yapılmaktadır. Bu çalışmalar sonucundandır ki, Türk ipekböcekçiliği tohum kalitesi bakımından dünyada üçüncü sırayı almaktadır.
İpek Ülkemizde, kumaş ve halı dokumacılığında kullanılmaktadır. Özellikle Hereke’de üretilen ipek Türk halıları dünyaca tanınmakta olup bu ürünlere büyük ilgi duyulmaktadır.

2014.15 - Arı ( Dünya Çevre Günü)
Birleşmiş Milletler tarafından 1972 yılında İsveç'in başkenti Stockholm'de düzenlenen Çevre Konferansında alınan kararla 5 Haziran tarihi Dünya Çevre Günü olarak kabul edilmiştir. Çevre sorunlarına kamuoyunun dikkatini çekmek ve halkm katılımını arttırmak amacıyla bu tarih dünya genelinde Dünya Çevre Günü olarak kutlanmaktadır.
PTT Kurumunca çevreye verilen önemin belirtilmesi, kamuoyunun çevre konusuna dikkatinin çekilmesi ve duyarlılığın arttırılması amacıyla 1990 yılından bu yana pul emisyonumuzda düzenli olarak Dünya Çevre Günü konusuna her yıl yer verilmekte ve farklı bir konu ele alınmaktadır. Bu defa canlı hayatın devam etmesinde önemli bir rol alan Arı konusu işlenmiştir.
Çiçekli bitkilerin büyük çoğunluğu böcekler tarafından tozlaştırılırlar. Arılar ise böcekler arasında en önemli tozlaştırıcılardır. Dünyada bilinen 20 000 civarında arı türü vardır ve arılar tozlaştırıcı olarak yaşamsal rolleri nedeniyle karasal ekosistemlerin temel bileşenleridir, insan gıdasının üçte biri çiçekli bitkilerden elde edilir ve bunların % 80'inin tozlaştırılmasından bal arıları sorumludur. Çoğu tozlaştırıcı böceğin aksine, arılar yaşamları boyunca gereksindikleri diyeti sağlamak için tümüyle çiçeklere bağımlı yaşarlar. Bal arıları kolayca taşınabilmeleri ve yönetebilmeleri nedeniyle bitki tozlaşmasının yanı sıra bal, polen, balmumu, arısütü, propolis, arı zehri gibi çeşitli ürünlerin üretimi için ideal canlılardır. Bu nedenle hem ekolojik hem de ekonomik gerekçeler arıların korunmasını zorunlu kılmaktadır.

2022.25 - Doğadaki Ortak Yaşam
Ortak Yaşam ( simbiyoz ); canlılardan en az birinin; besin, temizlik, üreme ve korunma gibi ihtiyaçlarının karşılanması için en az iki farklı tür canlının birlikte yaşamasıdır. Bu ilişkiler kısa süreli ve isteğe bağlı ya da ömür boyu ve zorunlu olabilmektedir. Sınıflandırma, ortak yaşama sahip canlıların ( simbiyontlar ) fayda durumları ve yaşam ortamlarının durumuna göre yapılmaktadır.
Ortak yaşamın taraflarından biri bitki, diğeri hayvan olabileceği gibi, ikisi de bitki ya da ikisi de hayvan türü olabilir. Hatta biri mantar ( Fungi ) diğeri bitki veya "liken" adı verilen organizmayı oluşturanlarda mantar ve bakteri ( daha çok Cyanobacteria ) veya alg de olabilir. Likeni oluşturan iki farklı gruptan canlı ayrı ayrı yaşayamazken birlikte fotosentez yapamayan mantar alg veya siyanobakteri sayesinde eksiğini kapatırken, diğeri de mantar sayesinde ortamdan su ve mineral ihtiyacını karşılamaktadır.
Simbiyotik ilişkiler canlıların fayda sağlama durumuna göre; mutualizm, kommensalizm, amensalizm ve parazitizm şeklindedir.
Mutualizm: Kendi başlarına da hayatlarını devam ettirme becerisine sahip olan farklı türden iki organizmanın, her iki tarafa da fayda sağlayacak şekilde karşılıklı yardımlaşmasına dayalı bir ortak yaşam biçimidir. "( +,+ )" olarak ifade edilmektedir. Temizlikçi balıklar ve karidesler mürenden mantaya diğer deniz canlılarının ağzındaki yiyecek kalıntılarını veya vücut üzerindeki parazitlerini toplayarak karınlarını doyururken, karşı taraf da bakımını yaptırmış olmaktadır. Palyaço balığı ile anemon denen mercanlara akraba sölenterler, karıncalar ile yaprakbitleri gibi çok yaygın bilinen örnekler dışında mandayı rahatsız eden sineklerle karın doyuran su kurbağalarının ilişkisi gibi daha özel durumlar da vardır.
Kommensalizm: Ekolojide ortak yaşayan canlılardan birisi ortak yaşamdan fayda sağlarken diğerinin bu birliktelikten etkilenmediği bir yaşam biçimidir. "( +,0 )" olarak ifade edilmektedir. Ağaçlara yuva yapan kuşlar bunun en güzel örneğidir. Kuşlar yuvalarını ağaçlara yaptıklarında ağaç bu durumdan gözle görülür bir fayda ya da zarar görmezken, kuşlar konaklama imkanı sağlamış olurlar.
Amensalizm: Bir çıkarı olmadığı halde diğerlerini olumsuz etkileme halidir. "(0,-)" olarak ifade edilmektedir. En tipik örnekleri, altında ve etrafında fazla bitki ve hayvan barınmasına izin vermeyen okaliptüs, ceviz ve kızıl çam gibi bitkilerdir.
Parazitlik: Ortak yaşayan canlılardan birisi fayda sağlarken diğerinin bu birliktelikten dolaylı ya da dolaysız zarar gördüğü bir yaşam biçimidir. "( +,- )" olarak ifade edilmektedir. Parazit canlılar için bu birliktelik genellikle zorunludur. Besin bulmak ya da üremek için konak canlıya muhtaçtır. Bu birlikteliğe en iyi örneklerden biri; insanlarda görülen kene, bit ve pire gibi dış parazitlerdir. Ayrıca, dişi sivrisinekler de üreyebilmek için memeli hayvanların kanını emmek zorundadır. Bu birliktelik insana zarar verirken sivrisinekler için faydalıdır.
Ortak yaşam örneklerinden ( Menekşekulaklı Kolibri  / Colibri thalassinus - Trompet Asma Çiçeği / Campsis radicans ) ile
( İmpala /
Aepyceros melampus - Kızılgagalı Öküzkakan Kuşu / Buphagus erythrorhynchus ) görsellerine yer verilerek hazırlanan Doğadaki Ortak Yaşam konulu 2 değerli Anma Pulları ile Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti'nde tespit edilen ( Manda / Bubalus bubalis - Su Kurbağası / Pelophylax ridibundus ) ilişkisine yer verilerek hazırlanan İlk Gün Zarfı, 14.12.2022 tarihinde dolaşıma sunulmuştur.



© Pulhane Ltd.Şti.